Muhammed suresi Medine döneminde inmiştir. 38 ayet olup 26. cüzde yer almaktadır. Peygamber Efendimize (s.a.v) inen 95. Suredir. Sure adını Peygamber Efendimizin 2. ayette geçen adından almıştır.
Surenin konusu beş maddede toplanabilir:
Bu surenin birçok ayetinde savaş konusunun ele alınmasının nedeni, surenin Uhud savaşı sürerken (Müslümanlarla müşrikler arasındaki geçen ve Müslümanların yenilgisine neden olan ikinci savaştı) inmesidir.
Kafirlerin fiillerinin tasvibine ve akibetine işaret etmek için ‘izlal’ ve ‘ihbat’ (helak olmak, fayda vermemek son olarak kafirlerin amellerine işaret etmekte) kelimeleri sıkça kullanılmıştır.
Bu surenin muhtevası şöyle özetlenebilir:
İman ve küfür, mümin ile kafirin bu dünya ve ahiretteki mukayesesi. Düşmanlara karşı cihad ve esirlere nasıl davranılacağı, münafıkların başlarına gelenleri anlatması. Bu ayetlerin indiği dönemde Medine’de yıkıcı faaliyetlerde bulunan münafıkların özgeçmişleri, ‘yeryüzünde dolaşın’ tavsiyesi ve ibret olsun diye önceki ümmetlerin kaderini inceleme, savaş ve hayır meselesine nispetle ilahi imtihan meselesinden bahsedilmiştir.
Bu surede zikredilen hususlardan biri de ihbattır. Kötü amellerin ve günahların, iyi amellerin tesirini yok etmesi demektir. Savaş esirleri hakkında dört önemli fıkhî ve askeri hüküm, Allah’ın yolunu tıkayan kâfirlerin amellerinin değersiz olması, Allah Resulü’nü (s.a.v) Mekke’den ayrılışı ve Mekke’ye şanlı bir şekilde döneceği konusunda teselli etmek, sadakayı teşvik etmek ve cimrilikten sakındırmak bu surenin diğer konularıdır.
Muhammed Suresi, Müslümanların kâfirlere ve Yahudilere karşı savaştıkları ve savaşa devam edebilmek için infak ve nakdi yardıma olduğu kadar, savaşta sebat etmeye de ihtiyaç duydukları bir dönemde nazil olmuştur. Surede ele alınan ana konu cihad ve İslam düşmanlarıyla savaşmak meselesidir. Savaş esirlerine nasıl davranılacağına ilişkin tavsiyelerde de bulunulmuştur. “Kâfirlerle savaşa girdiğinizde hemen öldürücü darbeyi vurun, nihayet onları çökertince esirleri sağlam bağlayın. Sonra ya karşılıksız bırakırsınız yahut bedel alarak. Ki böylece savaş ağır yüklerini indirsin (sona ersin). İşte böyle; Allah dileseydi onları bizzat cezalandırırdı, fakat sizleri birbirinizle denemek istiyor. Allah, yolunda öldürülenlerin amellerini asla boşa çıkarmayacaktır. (Muhammed:4)