Arnavutluk’taki en küçük Kur’an-ı Kerim’in ilginç tarihi

Son yıllarda Güneydoğu Avrupa olarak adlandırılan Balkanlar, Avrupa Kıtası’nın güneydoğusunda yer almaktadır.

Arnavutluk, Bosna- Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Romanya, Sırbistan, Slovenya ve Yunanistan; Balkan ülkeleridir. Türkler, Romenler, Sırplar, Boşnaklar ve Arnavutlar Balkanlarda yaşayan etnik gruplar arasında yer almaktadır.

Arnavutluk’ta bir posta pulu kadar olan küçük Kur’an’ın ilginç bir tarihi var.

Euro News sitesinin haberine göre, Mario Prushi, dünyanın en küçük Kur’an-ı Kerim’ini eline alarak öpmek ve okumak için her zaman abdest alıyor.

Prushi’nin ailesi kanlı savaşlardan zarar görmeden kurtulan bu Kur’an-ı nesilden nesile aktararak korudu.

Uzmanlara göre bu Kur’an, küçük bir gümüş kutuda saklanmış olup dünyadaki en küçük basılı Kur’an’lardan biridir. Gümüş kutu paslanmasına rağmen içindeki inciyi muhafaza etmiştir.

Arnavutluk’un başkenti Tiran’da yaşayan Mario Prushi, bu Kur’an-ı Kerim’i nesilden nesile özveriyle muhafaza ettiklerini ve yayım tarihi belirtilmeyen Kur’an-ı Kerim’de surelerin tam bir fihristi bulunduğunu belirterek ince kağıtlara, sayfaları numaralandırılmış ve süslü yazılı olduğunu ifade etti.

Sadece iki santimetre genişliğinde ve bir santimetre kalınlığında olan bu Kur’an-ı büyüteç olmadan okumanın imkanı yoktur.

Tiran’da Beder Üniversitesi'nde Kur’an araştırmaları yapan Elton Karaj’a göre 900 sayfalık nüsha en azından 19. yüzyıldan beri mevcut.

Karaj, bu Kur’anın dünyadaki en küçük Kur’an’lardan biri olduğunu ve basımının 19 yüzyıl sonlarına kadar uzandığını belirterek bu son derece değerli eserin Arnavutluk’ta bulunduğunu kaydetti.

Mucizevi bir şekilde korunmuş

Kur’anın tek istisnai özelliği boyutu olmayıp Katolik Prushi ailesinin Müslüman olmasının da gerçek sebebidir. “Büyükannem ve büyükbabam Kosova’nın Djakovica bölgesinde yeni bir ev inşa etmek için toprak kazarken orada gömülü bir kişinin cesedini buldular ve kalbinin üzerine bu Kur’an yerleştirilmiş halde idi” diyen Prushi’nin ailesi bunu ilâhi bir işaret olarak kabul ederek İslam dinini benimsedi.

Dedesi geçen yüzyılın otuzlu yıllarında Arnavutluk Kralı’nın ordusunda subaydı, çok iyi Arapça biliyordu ve her gece arkadaşlarını Kur’an okumak için evine davet ediyordu.

Enver Hoca’nın islam’a şiddetle karşı çıkışı, diktatörlük ve komünist yönetrimine rağmen 41 yıl boyunca bu Kur’an’ı muhafaza etti.  Prushi, “Birisi gizli polise evimizde bir Kur’an olduğunu bildirmişti, ama o kadar küçüktü ki babam onu ​​saklamayı başardı. Ajanlar onu bulamadan gittiler” dedi.

Küçük Kur’an’ın bereketi

Bu hadisenin ardından Prushi’nin babası İskender Kur’an-ı sınırdan kaçak olarak çıkararak Kosova’daki arkadaşına emanet etmeye karar verdi. 2012 yılında Prushi’nin babasının ölümüyle bu Kur’an ona miras kaldı.

Prush’i bu kitapta pek çok hikaye, nimet ve mucize olduğuna inanıyor  eşi “Ona her dokunduğumda duygulanıyorum. Bir şeyler ters gittiğinde veya kızımız hastalandığında içimiz rahatlıyor, Kur’an’ın bizi koruyacağını biliyoruz” dedi.

Prushi’nin ailesi, bu Kur’an’ı antika meraklılarından ve hatta bazı müzelerden satmak için birçok teklif aldı.

Prushi, “Onu satmayı asla düşünmüyorum bu Kur’an bizim ailemize aittir” dedi.

4136787