IQNA

Kur’an okulu; Tevbe suresi hakkında / 2

Tevbe suresi üzerine düşünmenin önemi

20:14 - November 24, 2022
Haber kodu: 3478356
Tevbe suresi üzerinde tefekkür etmek Kur’an’ın karmaşık sosyal, siyasi, ahlaki, dini ve inanç atmosferini tanımamıza yardımcı olur.

Tahran Üniversitesi Kur’an ve Itret Okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerinde düşünme toplantılar zincirinin ikinci dersinde şu açıklamlarda bulundu:

Kur’an-ı Kerim’in Medeni sûreleri, özellikle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatının son döneminde inen sureler, zor, birçok geçmişe sahip olmaları nedeniyle karmaşık ve anlaşılması güç surelerdir. Tevbe Suresi’ni incelemek, Kur’an’ın karmaşık sosyal, politik, ahlaki, dini ve ideolojik atmosferi hakkında biraz daha bilgi edinmemize yardımcı olabilir.

Bu toplantıda sure ve atmosferi hakkında mukaddeme niteliğinde birkaç noktaya değinilmiştir. Surenin ana konusuna dair bir göz atıp sonunda surenin hangi bölümünü ve nasıl incelemek istediğimizi tartışacağız.

Tevbe Suresi 129 ayettir. Peygamber Efendimize (s.a.v.) indirilen son suredir veya bazı Kur’an müfessirlerine göre son sureden bir önceki suredir. En son noktaya ulaşabilecek tüm karmaşıklıklar zirveye ulaşmış,  İslam toplumunun koşulları birçok karmaşıklığa içinde barındırmaktadır.

Bu sure, görünüşte “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” ibaresinden yoksun olduğu için diğer surelerden farklılık göstermektedir. Bu konuda Kur’an tefsirlerinde farklı görüşler ifade edilmiştir ve bu derste bunlardan bahsetmemeyi tercih ediyorum çünkü bu konuda kendi analizinizi daha sonra bu serilerde ulaşacaksınız. Sadece yüzeysel bakmamanızı istiyorum.

Rahmetli Şeyh Tabersi, Mecmu'l-Beyan adlı kitabında Peygamber Efendimiz’in  (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakleder: “Kim Enfal ve Tevbe surelerini okursa, ben kıyamet gününde ona şahid olurum. Nifaka asla düşmez. Dünyada yaşamış her münafık için on misli sevap alacak, on günahı silinecek ve mertebesi on kat yükselecektir.”

Nifak ikiyüzlülük, zahiri ve batını farklı olan demektir. Nifak, dışarıdan mümin ve Müslüman görünmekle beraber kalben Allah'ı İslam peygamberini ve imanın diğer esaslarını kabullenmemek, inanmamak mânâsına gelir. Kur’an-ı Kerim, münafıkların yerlerinin cehennemin dibi olduğunu söyleyip onları İslam düşmanı olarak tanıtıyor ve şiddetli bir şekilde yeriyor. Hadislerde de öğüt verici sözlerle anlatılmıştır.

(Nifak kelimesi sözlükte “tarla faresinin (köstebek) deliğine girip–çıkması ve yeraltındaki gizli yolun bir ucundan diğer ucuna geçmesi” anlamına gelir. Münafık bir kimse de, İslam’ın bir tarafından girip diğer tarafından çıktığı için köstebeğe benzetilerek bu adla adlandırılmıştır. Istılahta ise “kalbinde küfür olduğu halde dışa İslam görüntüsü vermek” manasındadır. Ya da kalben kâfir olmasına rağmen görünüşte iman ediyormuş gibi gözükmek demektir. Böyle birisine “münafık” ismi kullanılır.)

Bu hadise göre iki sureyi okuyan kimseye, imanı Nifak'tan on kat daha büyük olacak bir iman kapasitesi verilir ve bu dünyada yaşadığı müddetçe Allah ve melekleri ona selâm verirler.

İmam Sadık'tan (a.s) Nifak'ın kalbe asla girmemesi için bu iki surenin ayda bir okunmasını tavsiye eden başka bir hadis daha vardır.

 

  

 

 

 

 

 

captcha